Yeni Modeller
Loading...

Info Post
Bir tutku olarak açıkladım şimdiye kadar ayakkabıya olan ilgimi. Tüm kadınlar için var olan bir olguyu açıklığa kavuşturma çabası da diyebiliriz buna. 

Moda ve kadın… Moda, spor ve kadın…
Her ne kadar ayakkabı, çanta, elbise ve diğer argümanlar kadının tutku dolu giyim tarzının bir yansıması ise sportif bir yaşam da aynı şekilde kadın için günümüzde türlü yollarla hayata işlenen etkili bir alternatif oluyor. Spor salonları, diyet uzmanlarının tavsiyeleri ve şu an aklıma gelmeyen daha onlarca etken var. 

Düşünün; sportif bir yaşamı benimseyen bireyin hayatı boyunca ne gibi uğraşlarla meşgul olacağını. Oldukça spor bir ayakkabıyı kendine yakıştırmak isteyen bir kadın, vücudunun kusursuz olması için elinden gelenin fazlasını yapmaya her zaman göze alacak ve bu yönde mücadele verecektir. 

Yılın en trend spor ayakkabı modellerini üreten popüler markalar da aynı şekilde bir işleyiş içerisine girmekteler. Bencil insan yapısını yaratma aşamasından çoktan çıkmış olan dünya düzeni, dünyayı yönetenler şimdi de daha farklı bir yol bulmuşlar kendilerine. Söz konusu kadın olunca biraz eleştiri yapmanın da zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. Evet, bencil insan doğasını yaratan ve kadını bir meta olarak gören kapitalizm tüm uğraşlarının sonucunda elde ettiklerinin kendisine yetmediğini görüyor ve aslında bir yaşam biçimi olan giyinmek, güzel görünmek, dikkat çekmek kavramlarını paraya dönüştürmenin yollarını arıyor. Bu arayış da gelişen teknoloji ve bu teknolojiyle birlikte gelen iletişim araçlarının da gelişimiyle birlikte medya-kitlesel yayın organları aracılığıyla reklam piyasasını ele geçirerek, kadın doğasının yeniden yaratılmış haline alışılmadık bir virüs aşılayarak onu resmen bir müşteri pozisyonuna çekiyor. 

Spor ayakkabı üreticilerinden en büyük üç firmayı örnek verecek olursak; adidas, nike, kinetix bu piyasanın büyük kısmını elinde tutan isimler arasında yer alıyor. Medya organlarında (gazeteler, dergiler, televizyon kanalları vs…) dikkatle inceleme yaptığımızda gözümüze çarpan da bu olacaktır. Bitmek tükenmek bilmeyen bir üretim çılgınlığı ve asla azıyla yetinmeyen kadın, piyasadaki aç kurtları olabildiğince doyurma çabası içindedir. Bunu tarihsel süreçle birlikte irdeleyecek olursak, başa döneceğiz ve bir kez daha sistemin yani kapitalizmin kadını ve kadının kişisel yaşamını, yaşam sınırlarını meta olarak görmekten başka açıklamasının olmadığını göreceğiz. 

Son olarak; kadın, hiçbir zaman kendi yaşam tarzını ve vücudunu alınır-satılır bir madde olarak görmekten çıkmalıdır. Tüketim çılgınlığı dediğimiz olgu da burada doğmuyor mu? Hep daha fazlasını isteyerek cebini sürekli doldurma çabası içerisinde olan patronlar, markalar, dünya piyasasının büyük bölümünü elinde tutan popüler şirketler sürekli olarak daha yeniye, daha farklıya ya da açık şekilde belirtmek gerekirse hızlı bir şekilde değişen trendlere yön verenlerdir. Biz, sadece ihtiyaçlarımız doğrultusunda hareket etmenin ve kapitalizmin oyunu olan moda, trend gibi kavramların sahteliğine ulaşabilmek bilincinde olalım ve gerisini toplumun takdirine bırakalım yeter…

0 Yorum:

Yorum Gönder